5 Kasım 2011 Cumartesi

Dudak koruyucu, nelere kadirsin sen.

Uzun zamandan beri yazmıyorum,bilgisayar ve diğer elektrikli aletlerle ilişkimi kesti evdekiler.Bazen mutfak robotuyla sevişiyoruz falan(fuckbuddy yanii).. Son bi kaç günde çok şey yaşandı,çok şey değişti.Belki iyi,belki kötü ama mutlu olduğum tamı tamına 'bir dakika on saniyeyi' her saniyesinde tekrar tekrar aşık oldum diyebilirim.Durağına kadar gittik Kırmızı'nın, beni bindirmeden gitmeyeceğini söyledi.Hayır gitmeyeceğiz dedim.Keyfin bilir dedi yine her zamanki gibi ve gitti.İlk başta kararlıydım gitmemeye,sonradan farkettiğim iki teyze bana bakıp gülüyodu.Üzdün mü kızı diye sordular.Ehem,öhöm yaptım,koş yakala belli ki seviyosun dediler.

Bilmiyorum beni 15 saniye gören insanlar bile anlayabiliyo da,Kırmızı neden anlamıyo?

Yazının bundan sonraki kısmı bisküviyi öğrendikten sonraki kısımdır,Kırmızı'nın dikkatinee..

Kelimelerin ilk anlamlarından,cümlelerin küfürlerden ibaret olmadığını göstermek istedi içimdeki çocuk hep.Senle geçirdiğim her saniye mutluluk doluydu,hayat verendi.Canımı yakan da bu anlardı,hayat verende.Mutluluk bu mu Kırmızı ? Gerçekten bu mu ??

Çekilen onca mutluluk oyunlarından sonra,son perdede yakaladığımı düşünmeye başlamıştım.Ben ve mutluluk iki kelime gerçekten bu kadar boş olabilirdi.En çok acıtan taş yakından geliyo hep.Bisküvinin de bi günahı yok,haklı, sana bu kadar yakın olup seni sevmemek elde değil.Çok zor bi'şeyi başardığını düşünürken ansızın böyle bi götlük yapması..Neyse konu o değil, konu içimden geçenleri dökmemdi değil mi Kırmızı.









Sadece senle konuşurken değil,sana yazarken de şekilden şekile giriyorum ben.Yerimde duramıyorum,sigaranın biri sönerken biri yanıyo diğerinin ateşiyle. Hayattan aldığım son dumandın Kırmızı hiç geri vermek istemediğim.Ben sana bişey yapmadım derken ne kadar masumdun.Çok güzelsin Kırmızı,seni seviyorum.Bunu bilmen senin canını sıkmasın,önünde yaşayacağın bi'çok mutlu gün var :) Gülmemi istemezdin di'mi sana şu anda bunu yazmış olsaydım. Tamam,tamam gülmüyorum Kırmızı.Ben hep seninle bölüşmeye çalışırken bu 'kahpe' hayatı sen hep başkasıyla bölüşmeye çalıştın,korkmuyorum ama bana sadece kırıntılarının kalmasından hayatının.Kırıntılarda güzel aşk ve bi'de Kırmızı olunca güzel.

Sensiz yükleyemedim bi' türlü anlam kelimelerime ve en güzel küfürlerimi başkalarına sakladım.İlk defa senden bi'şey sakladım Kırmızı.Oysa herşeyimi paylaşabilirdim ben senle di'mi ve zaten paylaşmamı en çok istediğin şey buydu.Küfürlerim..

Sana ulaşamayacak kadar kifayetsiz onlar ve sana söylecek kadar düşemem onları.Daha "bisküvi" insanlar için saklıyorum ben onları..



Cidden deneyeceğim beni ne kadarlık bi' alkolün hastanelik edeceğini.Umarım fazla değildir.Çünkü daha senle fal baktırmaya gideceğiz,ona para artmalı Kırmızı.Hatta 10 kuruş eksiğimiz olduğunda McDonalds'a girebilecek kadar artmalı.Son dumanımdın sigaramdan,acı,bitmişliğin verdiği garip ayrılık hissi.O yüzden üflemeyeceğim seni İzmir'in bu puslu havasında.İlk defa bu kadar karanlık her taraf,gözlerim seni arıyo Kırmızı,bi' an için aydınlatacakmış gibi geliyo gözlerin dört bir yanı,ama sen gelmiyosun,yoksun işte,yoksun.



YOKSUN AMK,YOKSUN!


Etrafımda olmaman,benden uzaklaşman,gittikçe benden kopman,canımı yakan kısmı bence işin yoksa senin yaptığın bişey yok.

Evet az önce yazdığın gibi anlamadın beni Kırmızı.Anlamadın,olsun anlama ben seni seviyorum dedim,15 saniyelik izlenimler bile anlattı bunu,sen anlamadın.


Neyse seni seviyorum herşeye rağmen,mutlusun,git peşinden düşüncelerinin,mutlu olamazsan ben burdayım.. :)



SENİ SEVİYORUM KIRMIZI :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder